top of page

Kimlik ayırımı, kiÅŸi, toplum ve deÄŸer yargıları ayrımı gözetmez. Her toplumda bireylerin sıklıkla karşılaÅŸabileceÄŸi bu toplumsal sorun, eÅŸitliÄŸe, hoÅŸgörüye, adalete ve demokrasiye herkesten fazla düÅŸkün olduklarını söyleyenler için bile sorun olmuÅŸtur. Yarım ve sorunlu düÅŸünceleri ile kadın – erkek eÅŸitliÄŸine inandıklarını söyleyenler siyaset, cinsiyet ve inanç alanında oluÅŸan kargaÅŸanın da neredeyse tek kaynağıdır.

Sosyal eleÅŸtiri sınırları içinde kalarak ırk, cinsiyet ve sınıf ayrımcılığı gibi temel insanlık sorunlarını kendine konu edinen Aysel Gözübüyük, resimlerinde dışavurumcu bir yaklaşımla ele aldığı dramatik ve çaresiz yüz ifadeli insan bedenilerini kullanmaktadır. Çevresinden soyutlanmış yalnız ve mutsuz; bir o kadar da endiÅŸeli figürler herkese ait olabilecek kendi hikayesini anlatır gibidir. Sanatçı, altmışlı yılların katı siyasal içerikli Ortodoks feminizminden çok, siyaset önermelerine baÅŸvurmadan özgürlükçü  kadın – erkek beraberliÄŸinden yana olan tavrını açıkça ortaya koyar. 1910 ‘lu yılların Alman dışavurumcuları gibi, Aysel Gözübüyük’ün figürleri, soÄŸuk ve donuk görünümlüdürler ve zorlukları aÅŸmada ümidini yitirmiÅŸ bireylerin yeniden doÄŸuÅŸlarını gizlemeye çalışmadan kendilerini hissettirme çabası içindedirler. Yüz ve beden ifadeleri, izleyeni de sorunun bir parçası oldukları hissine kaptırmada son derece baÅŸarılıdır.

Günümüz sanatçıların entelektüel elitlerin inadına, geleneksel güzelliÄŸin çok ötesinde duran çirkin’den yana tavır koyduÄŸunu biliyoruz.  Asıl ilginç olan, çirkinden, gaddar olandan, mutsuz ve melankolik bakışlardan, canavarımsı hayali yaratıklardan, kısacası ne kadar güzel olmayan varsa, hepsinden seyirlik keyif almaya baÅŸlamamızdır. Yoksa ET ‘i sempatik bulmamız ya da Marilyn Manson’un yaratığa dönüÅŸen yüzünü sevmemiz baÅŸka türlü açıklanamaz.

Aysel’in resimlerindeki donuk ve mutsuz yüzler, XX. yüzyılın başındaki avangard hareketlerinin provakatif tutumuna benzer bir yaklaşımla, çirkin ve rahatsız edici anlam yüklüdürler ve bilinçli bir yaklaşımla çirkinliÄŸe baÅŸvurmaktadır. Sanki, kötülüÄŸün varlığını dışavurmada bir araç olarak çirkinlik karşımızdadır artık.

Hüsnü Dokak

bottom of page